Resimli Adalya Kitabı

101.25

Akdeniz’in incisi, Anadolu medeniyetinin beşiği, yeşilin maviyle denizin gökyüzüyle buluştuğu, güneşin ışıltısını, meltemin ılık ve narin esintisini, turunçgillerin tüm tonlarını görüp hissedebileceğimiz, tarihî yapıları ve geçmişle gelecek arasında bir köprü kurması ile tarihî bir hüviyete bürünen Adalya, Mustafa Oral’ın kaleminden okuyucularıyla buluşuyor.

Yazar Hakkında

1971 Burdur/Bucak doğumlu. Lisans ve yüksek lisans eğitimini Ankara Üniversitesi DTCF Tarih Bölümünde, doktora eğitimini Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünde tamamladı. Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünde çalışıyor. Araştırma ilgi alanı kültür ve düşünce hayatıdır. Türkiye’de Romantik Tarihçilik (2014), Türk Ulusunun İnşası (2015), Kemalist Cumhuriyetin İnşası (2016), İktidar Odaklı Aydınlar (2017), Filistin Sorunu (2020) ve Akdeniz Işıkları (2020) başlıklı kitapları vardır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hiç şüphesiz ki Antalya, Dünyanın en güzel yeridir,” dediği Antalya âdeta, “yeryüzündeki cennet” hüviyetine bürünmüş nadide bir Akdeniz kentidir.

Adalya, köklü bir tarihe sahiptir ve bir liman kenti olarak kurulduğu günden itibaren önemini hiç kaybetmemiştir. Kadim zamanlarda pek çok medeniyeti sinesinde barındıran Adalya, konumunun da etkisiyle birçok farklı kültürü bünyesinde bir araya getirerek kucaklamıştır.

Kentin erken tarihinde bütün kabileler diyarı/ırklar ülkesi olarak tanınan Pamfilya bölgesi, uzak diyarlara seferler yapan deniz ticaretinin ve kuruluşundan itibaren bir deniz üssü olmanın da etkisiyle kozmopolit bir deniz kenti olarak tanınmıştır. Bizans devrinde önemli bir deniz theması olan Adalya, Selçuklu devrinde Alanya ile birlikte kışlık başkent olmuştur. Adalya şehir hayatında Selçuklu devrinin etkilerini bugün halen açık biçimde görebiliriz.

Akdeniz’in incisi, Anadolu medeniyetinin beşiği, yeşilin maviyle denizin gökyüzüyle buluştuğu, güneşin ışıltısını, meltemin ılık ve narin esintisini, turunçgillerin tüm tonlarını görüp hissedebileceğimiz, tarihî yapıları ve geçmişle gelecek arasında bir köprü kurması ile tarihî bir hüviyete bürünen Adalya, Mustafa Oral’ın kaleminden okuyucularıyla buluşuyor.

Sayfa Sayısı: 272

Ebat: 12,5×19,5

Ağırlık: 234 gr.

ISBN: 978-625-7537-98-8

Basım Yılı: 2022

Değerlendirmeler

Henüz değerlendirme yapılmadı.

“Resimli Adalya Kitabı” için yorum yapan ilk kişi siz olun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

1-Okur sizi daha çok tarih anlayışı ve tarih yazımı konusundaki kitaplarınızdan tanıyor. Neden Antalya’nın tarihini yazmak istediniz? Ve kitabınızda Antalya yerine Adalya adını neden tercih ettiniz?

Doktora sonrasında Akdeniz Üniversitesine öğretim üyesi olarak atandığım günlerde kent üzerine yazılanlar vesilesiyle şehrin aydın takımını ve eserlerini tanımak merakına kapıldım. Bu merakımı tahrik eden bir başka etken, Burdur’un Bucak ilçesinden olmamdır. Her Bucak’lının, Bucak’a göre bir metropol olan, bölge halkının Adalya dediği Antalya ile bir biçimde ilintisi vardır. Üstelik büyüklerimiz tarafından babam tarafından aile köklerimizin Adalya merkezine uzandığına dair bir efsane anlatılır. Bu ortamda doğal olarak Adalya tarihine girmiş oldum. Adalya tarihine dair yazmaya başlamam da bu konuda yazılanların büyük çoğunluğunun yöntemsiz olmasına bir tepkidir aslında.

Kitabımın başlığında Adalya adını tercih etmemin birçok nedeni vardır. 20. yüzyıl öncesinde şehirden gelip geçen seyyahların yazdığı eserlerde şehir merkezinden genelde Adalia/Adalya diye bahsederler. Bu adın bölge halkı tarafından da yaygın olarak kullanılması anlamlıdır. Adalya adının kentin kurucu babası Bergama Kralı II.Attalos’ın adına izafeten Attalia adından mı, Çıralı/Olympos’ta oturan üç efsanevî güzelden biri olan Talia’dan mı, ya da eski bir Yahudi adı olan Talia’dan mı geldiği konusu ayrı bir tartışma konusudur. Dolayısıyla Adalya adını tercih etmem,  kompleks bir konudur.

2-Şehir tarihi yazmak bir tarihçi için ne anlam ifade ediyor? Size göre şehir tarihi metinlerini diğer tarih metinlerinden ayrıştıran temel özellikler nelerdir?

Benim için makro tarih ile mikro tarih arasında birbirini karşılıklı besleyen bir durum olmalıdır. Bu olmazsa makro tarih yazımının söylemleri afakî bir söylemden ibaret kalabilir. Makro tarihi besleyen ve onun söylemlerini düzelten mikro tarih çalışmaları olmalıdır. Mikro tarih deyince şehir, ilçe, köy veya bölge tarihleri olabileceği gibi herhangi kısa bir zaman aralığındaki tarihsel gelişmeler de konu edilebilir. Mikro tarih araştırmalarından çıkan orijinal sonuçlar makro tarih yazımını besledikçe veya onun verilerinin sağlamasını yaptıkça daha empatik bir tarih anlayışı gelişebilir diye düşünüyorum. Bir başka açıdan şehir tarihi şehrin insanında aidiyet duygusunun gelişimine katkıda bulunabilir. Ancak kendisiyle sürekli hesaplaşan, öteki ile yüzleşerek uzlaşan bir şehir tarihi olmalıdır.

3-Geçmişi bir mekân üzerinden okuduğumuzda Adalya şehrinin katmanları ile karşılaşıyoruz. Tarihsel süreç içerisinde değişim ve süreklilik açısından Adalya şehri nasıl bir değişim geçiriyor?

Adalya tarihine baktığımızda şehrin bugünkü İskele/Yat Limanı ile Kaleiçi dediğimiz mekânlar odağında geliştiğini görüyoruz. Şehrin nüfusu arttıkça ve sosyal barış ve huzur anlayışı geliştikçe tarihî surların dışına doğru geliştiğini, yoğun iç ve dış göçler sonrasında kontrolsüz biçimde her tarafa doğru genişlediğini, bunun son elli yılda plansız ve adeta anarşik/kaotik bir biçimde olduğunu görüyoruz.

4-Roma ve Bizans Adalyası ile Selçuklu ve Osmanlı Adalyası’nda temelde neler değişti?

Roma-Bizans Adalyası ile Selçuklu-Osmanlı Adalyası ilk bakışta şehir hayatında şehrin hâkimi olanların, yani Hristiyanlar ile Müslümanların sayılarında bir değişimin gibi görünüyor. Ancak bu iki hasım grup arasında iletişimi ve alışverişi sağlayan Yahudi nüfusun durumunun şehrin gelişmiş veya müreffeh olup olmadığı konusuyla çok yakından ilgili olduğunu görmek pekâlâ mümkündür.

5-Bugünden baktığınızda Adalya’nın kültürel mirasını nerelerde aramak gerekiyor?

Bir biçimde Adalya şehir hayatına dokunan her şey şehrin kültürel mirasının bir parçasıdır.

Bunları da sevebilirsin