Yazar, bu kitaplarla yeni nesilleri daha hoşgörülü ve kapsayıcı olmaya teşvik etmeyi amaçladığını onaylıyor.
Dan Sam, Miguel Ángel de Quevedo’nun Gandhi kitabevinde. Fotoğraf: Eduardo Cabrera, La Razon
Günaydın Avril, Delhi’desin! Dan Sam’in yazdığı 2017’de genç okuyuculardan coşkulu bir karşılama ve uzman eleştirmenlerden övgüler aldı. Şimdi destanın ikinci cildi çıkıyor: Günaydın Avril, Kyoto’dasın! (HarperCollinsMéxico, 2022). 16 yaşındaki gencin yeniden seyahate çıktığı ve Rising Sun ülkesinde kaldığı süre boyunca yaşadığı deneyimleri okuyucularla paylaştığı bir kitap.
Birinci tekil şahıs ağzından anlatılan anlatıcının doğallığı ve açık sözlülüğü okuyucularda silinmez izler bırakıyor. Dan Sam, belki de Meksika gençlik edebiyatının en sevimli karakterlerinden birini yarattı.
“2017’de Avril’in hikâyesini anlatmaya başladığımda, çocukluktan gençliğe, yetişkinliğe geçiş yıllarının gelişimini gösterecek bir karakter yaratmayı düşündüm. Bu yüzden karakteri, destanın üç cildinin her birine karşılık gelen 15, 16 ve 17 yaşındaki üç aşamada tasarladım.” diyor yazar.
Kahraman fiziksel ve psikolojik olarak gelişti mi?
Birinci ciltte 15 yaşındadır, bu ciltte 16 yaşına giriyor. Destan, İstanbul’da 17. doğum gününde sona eriyor. Her yönüyle büyüyor, şimdi belki daha düşünceli ama yine de ateşli ve canlı. Merak ediyor: “Büyümek neden acı veriyor?”
“Dünyayı bilmek gözlerinizi açıyor ve doğuştan gelen merakı uyandırıyor. Gençliğimde okumak isteyeceğim bir roman diyebilirim.”
Dan Sam, Yazar
Üçüncü cildi yazmak mı?
İstanbul gezisini yazmaya başladım bile. 17 yaşında bitirmeye karar verdim, çoğu zaman 18 yaşını doldurmadan birçok öğrenci üniversite eğitimine başlıyor ve yolları farklı yönlere gidiyor. Avril, reşit olma yaşına geçişte zaten bir başkası olacak.
Ergenlik dönemindeki jestlerle keşif mi?
José Agustín, Eusebio Ruvalcaba ve José Emilio Pacheco’nun bir okuyucusu olarak beni damgalayan inisiyasyon* romanlarına bir övgü niteliğindeki bu ergen evreninin hayal gücünden gerçekten zevk alıyorum. Gençlerin davranışlarını izliyorum, konuşma tarzlarını, kahkahalarını dinliyorum.
Neden birinci şahıs anlatımı kullanılıyor?
Her zaman okuyucuya daha yakın hissettim. Kitapta 16 yaşındaki bir kıza ses verdim. Bu bana diğer ifade biçimlerini keşfetme konusunda güven veren büyük bir meydan okuma gibi geliyor. Yazarken Avril’in ergenlik alanında yaşıyor ve hayal kuruyorum. Duygusal olarak o çağı karakterize eden dramla tatlandırılmış endişeleri yaşıyorum.
Kişisel deneyimlere hitap ediyor musunuz?
Kendi anılarımdan başlıyorum ama aynı zamanda Avril yaşındaki yeğenim ve arkadaşlarının seslerine de dikkat etmek ve onlarla güvene dayalı bir ilişki sürdürüyorum. Korkularını, maceralarını, kız arkadaşlarını, partilerini ve okuldaki olaylarını paylaşıyorlar. Makaleyi yayıncıya göndermeden önce onlar ilk okuyucularım oluyor. Bu da benim adapte olmamı ve metnin gençler için ilgi çekici olmasını sağlıyor.
* Tamamen belirlenmiş olan metotlar doğrultusunda yapılan eğitim ile beraber bu eğitimin dışına çıkmadan yapılan sert öğretilerdir.
Karakterler uzak yerlere seyahat ediyor: Hindistan, Japonya, İstanbul?
Efsanenin ruhu iki amaca dayanmaktadır: Birincisi, dünyanın bize söylenenden daha büyük olduğu vizyonu. Dünyayı farklı yorumlayan bizden başka insanlar da var. Bu farklılıklara karşı hoşgörü ve gerçek kabul, savaşın barbarlığının, ayrımcılığın, şiddetin ve zorbalığın azaldığı senaryolar inşa etmenin bir yoludur. İkincisi, yaşam alanlarından uzak konumlar onları konfor alanlarının dışına çıkarır, dostluk dayanışması öne geçmelerini sağlar.
Yetişkinlerin de keyif aldığı bir hikâye?
Gençlere yönelik ama Avril’in annesi Mariana’yla özdeşleşen ya da Benjamin’in amcasının seksenlerde kapana kısılmış anılarından etkilenen çağdaş yetişkinlerin de bundan hoşlandığını duydum. Bilerek yaptım, o yıllara nostaljik bir dönüş keşfetmek hoş bir sürpriz oldu.
Bu destanı yazmak senin için ne ifade ediyor?
Yeni nesilleri daha hoşgörülü ve kapsayıcı olmaya, dünyanın kendilerine anlatılandan daha büyük olduğunu anlamaya ve seyahat etmeye cesaret etmeye teşvik etmek niyetindeyim. Dünyayı bilmek gözlerinizi açıyor ve doğuştan gelen merakı uyandırıyor. Gençliğimde okumak isteyeceğim bir roman diyebilirim.
Röportaj: La Razón
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.