”Tiyatro Oyunlarını Okumak İçin Yöntemsel Bir Kılavuz” Kitabının Yazarı David Ball ile Bir Sohbet
“Eğer sana bir alet çantası verirsem, sana bir evin nasıl gözükmesi gerektiğini söylemiyorum, sana sadece nasıl bir evin yapılması gerektiğini söylüyorum.”
David Ball, Tiyatro Oyunlarını Okumak İçin Yöntemsel Bir Kılavuz kitabının yazarı. 1983’te yayınlanmasından beri bu kitap, 130 binden fazla satıldı. Kitap; sayısız tiyatro kursları ve tiyatro/film profesyonelleri tarafından kullanıldı ve senaryo analizi öğretmek için ilk tercih edilen kitap oldu. Bir sonraki sene kitabın yayınlanmasının 41. yıldönümü olacak.
Neden bu kitabı yazdınız?
Bazı tiyatro öğrencilerinin çalıştıkları senaryoyu okumayı bilmediğini gözlemledim. Onlar bir roman okuyorlarmış gibi senaryoyu okuyorlardı, bu yüzden onların bütün fevkalade aktörlüğü, yönetmenliği, tasarımı ve tiyatro yazma yetenekleri heba oluyordu. Aynısı birçok tiyatro ve film profesyonelleri için de geçerliydi. Onlar da senaryoyu anlamıyorlardı. Bu, mutfaktaki bir aşçının malzemelerin nerede ve ne için olduklarını bilmemesi gibi bir şey. İyi bir aşçı her malzemeye ve her birinin diğeriyle nasıl uyumlu olduğuna hâkimdir. Yani bu kitap sadece senaryoda gerçekte ne olduğu hakkındadır. Bu bir teori veya senaryoya bakmak için gizli bir yöntem değil. Kitap sadece, “Bu senaryoda olan. Gördüğüne ve kullandığına emin ol.” diyor. Eğer bunu yapmıyorsan, sahneden uzak dur.
Kitapta hangi tekniklere değiniliyor?
Kitapta 2 tekniğe değiniliyor. “İleriye”, başarılı tiyatro yazarlarının seyircinin dikkatini toplamak ve oyunu ileriye götürmek için kullandıkları yöntemdir. “Geriye” ise nihai analiz tekniğidir. Senaryonun olaylarını sondan başa doğru takip etmesidir.
Çoğu drama edebiyatı dersleri, tiyatro oyunlarını profesörlerin yorumlayıp sana anlatmasından ibaret. Bu uygulama sadece profesör iyi ise kullanışlı. Ama en iyi profesör bile oyunun nasıl yapıldığını bilmeden mantıklı bir yorum yapamaz. Ve bilmeden, oyunu olması gerektiği kadar iyi sahneleyemezsin.
Bu kitabı yazarken aklınızda hangi kitle veya izleyiciler vardı? Beklediğinizden daha geniş bir izleyici kitlesini buldunuz mu?
Kitap, tiyatro veya anlatı filmi yapan, tiyatroya giden, senaryo okuyan, film veya oyun senaryosu yazan, tasarım yapan, yöneten ve üreten herkes için. Bayağı geniş bir kitle… Kitabım yayımlandığından beri açık ara en çok kullanılan metin analizi kitabıdır. Bunun nedeni, kitabın geniş kitlesi.
Neden örnek senaryo olarak Shakespeare’den Hamlet’i seçtiniz?
Çoğu insan oyuna aşina, eğer değillerse olmaları lazım. Farklı katmanları var ve meydan okuyacak kadar zor ve kitaptaki birçok şey neredeyse her zaman yanlış yorumlanır. Bir örnek “olmak ya da olmamak” sözünün bir monolog olmasıdır. İşin aslı, Hamlet’in casusların onu dinlediğini bilmesi ve casusların duymasını istediği şeyleri söylemesidir, kendi düşündüğünü değil. Bu detayı oyunun nasıl yapıldığını ve yapısını anlamadan anlayamazsınız. Anladığınızda, detayı fark etmemeniz mümkün değil.
Oyun okuma ve analizinin sizin için temel amacı nedir?
Buna oyun analizi diyeceğimden emin değilim. Bir nevi oyun-yapıcılığı, oyun-yazarlığı değil. Kitap okuyucuya oyunun nasıl yapıldığını anlamak için bir yol sunuyor. Burada başlamak zorundasınız, yoksa gerisi beyhude. Bu yapı, oyunların başka hiçbir edebiyat biçiminin sahip olmadığı bir gereksinime sahip olmasından kaynaklanmaktadır: Seyircinin kesintisiz dikkat etmek istemesini sağlamak. Seyirci cemiyetinin bir parçası olarak sahnedeki oyunu durdurup sonra geri gelemezsiniz. Ya ilgili olursunuz veya başka şeyler düşünmeye başlarsınız ya da çekip gidersiniz.
Bu kitabınızda tanımladığınız “oyun analizi yöntemi” başka oyun türlerinde kullanılabilir mi? Bu metodun kısıtlamaları var mı?
Ara sıra deneysel oyunlar ortaya çıkar ve bazen insanlar değişik yapı türleri (veya olmayan yapılar) ile ortaya çıkar. Kitap bu konuya yardım eder; sadece sana onların ne yapmadığını gösterse bile, sen oyun yazarı, aktör, yönetmen veya tasarımcı olarak seyircinin dikkatini toplamak için ne yapman gerektiğini öğren diye. Örnek olarak, eğer birisi içinde hiç “ileriler” olmayan bir oyun yazarsa ve ileriler seyircinin oturmaya devam etmeleri için bildiğiniz tek yöntemse, ileriler yerine ne yapabilirsiniz? Bu çözülebilir bir sorun ama sadece neyin eksik olduğunu bilirseniz. Kitap, sana neyin eksik olduğunu gösterir, sen en alışılmadık oyunlar üzerine daha iyi çalış diye.
Ama en eski Yunan trajedilerinden günümüzün televizyonuna ve sinemasına kadar bütün türlerdeki neredeyse tüm senaryolar Tiyatro Oyunlarını Okumak İçin Yöntemsel Bir Kılavuz’da yazılmış olan malzemelerle inşa edilmiştir. Bu malzemeler, drama edebiyatında hep sabit olan unsurlardır.
Bu kitaptan okuyucular için en faydalı olanı seçmek zorunda kalsaydınız, hangisini seçerdiniz?
Sadece bir parça seçemezsin. Kitap, oyunların nasıl okunacağına dair bir dizi numara değil. Bir senfoni gibi, her parça birlikte çalışır.
Otuz yıldan fazla bir süredir insanlar Tiyatro Oyunlarını Okumak İçin Yöntemsel Bir Kılavuz’u en çok satan tiyatro ve film kitaplarından biri yaptılar. Ve bir oyunun zanaatını ve edebiyatını bağladığı için genellikle edebi analiz listelerinde en çok satanların en iyilerindendir. Kitabı zamansız ve bu kadar çekici yapan nedir?
Aletlerden daha kullanışlı bir şey yoktur ve bu kitap senaryo analizi üzerine olup kendisini sınırlayan tek kitaptır. Eğer sana bir alet çantası verirsem, sana bir evin nasıl gözükmesi gerektiğini söylemiyorum, sana sadece nasıl bir evin yapılması gerektiğini söylüyorum. Ve alet sahibi olmak her zaman hem ev yapmak hem de senaryo okuyup yazmak için ilk adımdır.
Kitap ne çok kısa ne çok uzun. Zaten temel taşları açıklamak için bundan fazlasına gerek yok. Öğretmenin pratik dünyasında, öğrencilerin ve profesyonellerin pratik, özlü, açık sayfayı okuma, tamamen benimseme ve yetkin olma olasılığı başka okuyucunun zamanına değer vermeyen kitaplara oranla çok daha fazla.
Kitabın verdiğini umduğunuz özel bir etki var mı?
Tiyatro sadece okuduğunuz değil, aynı zamanda yaptığınız bir şeydir. Senaryo okurken özensiz ve bilgisiz olduğunuzda; kendinize, oyun yazarına ve seyirciye saygısızlık ediyor ve aldatıyorsunuzdur. Eğer bir senaryoyu yararlı ve etkileyici bir şekilde anlatma yolların varsa seyirciye zamanlarının değeceği bir şey sunma olasılığınız çok daha artar. Yazarın senaryoyu neden onun yazdığı gibi yazdığını anlamalısınız. Bu kitabın öğrettiği şey budur.
Seyirciyi koltuklarında tutmak, yani onların dikkatini ve ilgisini çekmek, bir oyun sahnelerken yapmanız gereken en önemli şeydir. Eğer “ileriye” gibi dediğim şeyleri, bir sahnenin diğer bir sahneye geçiş yapmasını, ya da aktör ile senaryodaki oynadığı karakterin özü ile ilişkisini anlamıyorsanız, seyircinin dikkatini ve ilgisini en üst düzeye çıkaramazsınız. Sonuç, gereksiz yere zayıf bir tiyatro.
Yazının orijinali için tıklayınız.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.